çözümü olmayan varoluşsal puzzle

bir sokakta kaybolduğun zaman sanırım bilebilirsin, bir yerlerden çıkabileceğini ya da birilerine sora sora bulursun yolunu.

bir caddenin neresi olduğunu bilmesen bile bir sonu olduğunu bilerek gidersin.

‘ben neredeyim?’ sorusuna cevap bulamasan da yolu bilenin koluna girer, çıkarsın bildiğin yerlere. 

ama kendini kaybettiğinde kimse yoktur etrafında. ne soracağın bir kişi ne de sonu olan bir yol vardır.koluna girecek birini aradığında kendini bile bulamazsın.

kendini bulmak, kendini kaybetmekten daha zordur.bir anda, aniden kendini bulamayabilirsin.ruhun, kocaman bir masanın üzerinde üç bin parçalık puzzle gibi olmuştur. 

çözmek istersin, benzerleri ayırırsın, sürekli geçmişteki kendine bakarak ipucu ararsın ama dağınık zihnin çözmek için asla yeterli gelmez.

sen ona, o sana bakarken bir kısmını yapmışsındır ama çok ufak bir kısmıdır bu.uzun süre öyle kalınca sorarsın kendine bu hep böyle mi kalacak?kaldırıp koysam mı bir köşeye?

kendini bulmak zordur. yapbozum çok fazla parçalardan oluşuyor ve zihnim o kadar karışık ki sürekli bir yerlerde eksiklerim var.ya hiç bitmeyecek ve böyle kalacak ya da toparlayıp çöpe atacağım her şeyi.

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın