günaydın; bu sabah sanki güneş daha kırmızı doğdu benim penceremden içeri,
göğsümdeki nefretle tüm gece beslenmiş gibi.
günaydın; bu sabah ellerimde parmaklarımın yerine keskin bıçaklar var,
göğsümdeki öfkenin bilenmişliği ile.
günaydın; bu sabah kollarımın yerine kalın, sıkı urganlar var,
kucaklamak istemediğim herkesi kucaklayarak boğmak ister gibi.
dudaklarım konuşmadan kelimeleri, herkesin suratına tükürmek istiyor.
ayaklarımda bir balta varmışcasına her tekmede bir can almak istiyor.
günaydın, güneş hiç doğmak istemeden doğdu bu sabah
uyanmaması gereken bendim aslında.
gece hemen gelip örtmek istedi bugünün kötülüğünü,
aslında örtülmesi değildi ihtiyacım olan.